Geleceğimiz aç… Atlanan her öğün gelişimi yavaşlatıyor
Yeni İzmir Gazetesi'nden Deniz Hancı'nın haberine göre, ekonominin getirdiği zorluklardan çocuklarımız da nasibini aldı. 20 milyon...
Yeni İzmir Gazetesi’nden Deniz Hancı’nın haberine göre, ekonominin getirdiği zorluklardan çocuklarımız da nasibini aldı. 20 milyon öğrencinin okula başladığı 2023-2024 eğitim öğretim yılında enflasyon karşısında temel giderlerini karşılamakta zorlanan aileler, çocuklarının eğitimi için de gerekli bütçeyi ayıramıyor. Sadece aileler değil öğrenciler de para hesabı yapmaya zorunda kalıyor. Ekonomik şartlar yüzünden harçlıkları sağlıklı yiyecekleri almaya yetmeyen çocuklar, karınları acıktığında abur cubur tarzı beslenmeye yöneliyor veya aylık minimum bin 500 TL’yi bulan gıda harcamalarını karşılayamayan öğrenciler öğün atlayarak, derslerine aç devam ediyor. Günümüzde artık öğlen yemeği eksikliği öğrencilerin gelişimlerini tehdit ediyor. Bu konu ile ilgili psikolog Hazal Sansür ve diyetisyen Aslı Kürkçü çocuklarda ekonomik zorlukların yarattığı sonuçlara değindi.
SAĞLIK SORUNLARI
Araştırmalara göre Türkiye’de 3 çocuktan biri yoksulluk içinde yaşamını sürdürüyor. Diyetisyen Aslı Kürkçü, giderek artan yoksulluk karşısında çocukların yeterli protein alamadığını bunun sonucunda da obeziteden, öğrenme zorluğuna kadar birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Hayat pahalılığı ve okul kantinlerinde yüksek fiyata sağlıksız yiyeceklerin satılması maalesef ki çocuk sağlığını olumsuz etkiliyor. İlk olarak çocukluk çağındaki gereksinimlere baktığımızda TÜBER 2015 verilerine göre 6-17 yaş arasında çocuk ve gençlerin enerji gereksiniminin 1400 kkal’den 2800 kkal’ye kadar geniş bir aralıktadır. 6-17 yaş arasında çocuk ve gençlerin protein ihtiyaçları 18,2 gr’dan 55,7 gr’a kadar geniş bir aralıktadır. Bu aralıklar okul çağı çocuklarının büyüme ve gelişimlerinin devamlılığı için yeterli protein ve enerjiyi okulda alması gerektiğini gösteriyor. Okulda atlanan öğün maalesef çocukların hem enerji hem de proteini yeterli alamamasına neden oluyor. Çocuklarda yetersiz beslenme sonucunda; bodurluk, öğrenme güçlüğü, aşırı zayıflık, obezite, düşük bağışıklık, mikro besin eksiklikleri, zihinsel gelişim bozuklukları, anemi gibi birçok durum ortaya çıkar. Geleceğimiz için en önemli nesil olan çocuklarımızın yeterli beslenememesi ders başarılarını da olumsuz etkiler” açıklamalarında bulundu.
“GÜÇSÜZLEŞİRLER”
Kürkçü, “Burada yapılması gereken en önemli şey, sağlıklı gıdaların fiyatlarında iyileştirme yapılması. Çünkü çocuk aklı ile düşündüğümüzde peynirli sandviç ile çikolata aynı fiyatta olursa çocukların çikolatayı seçmesi kaçınılmaz oluyor. Fiyatları sağlıklı tercihler açısından tekrar değerlendirmeye almak alım gücü olmayan çocukların beslenme yeterliliği sağlanırken yeterli alım gücü olan çocukların ise sağlıksız tercihlere bağlı beslenme ile ilişkili sağlık risklerinden korunması sağlanabilir. Kantinlerde sağlıklı tercihlerin miktarını artırıp, sağlıklı yiyeceklerin fiyatı konusunda düzenlemeye gitmek daha sağlıklı bir nesil anlamına gelecektir” ifadelerini paylaştı.
“BAŞARILARI DÜŞER”
Psikolog Hazal Sansür, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimi için önemli olduğuna değinerek, maddi imkansızlığın çocuklarda saldırganlık, hiperaktivite ve huzursuzluk gibi sorunlar görülebileceğini belirterek, “Yoksulluğun yaşandığı bir ailede en çok etkilenen, en çok zarar görenler; gelişme ve büyüme döneminde olan en küçük üyelerdir. Çünkü yoksulluktan kaynaklı yetersiz beslenme, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkiler. Özellikle dezavantajlı bölgelerdeki okullarda, yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle çocuklarda çok sık kansızlık görülür. Sınıfta açlık nedeniyle bayılmalar, öğrencilerin birçoğunda algılama güçlüğü, fiziki gelişimlerinde yavaşlama veya durma görülmekte ve bu durum çocukların okul öncesi başarılarını da etkiler. Demir eksikliği yoksul çocuklarda sık görülen sorunlardan. Ve uzun süren demir eksikliğinin entelektüel ve bilişsel gelişimi olumsuz etkiler. Ağır demir eksikliği hafif derece zeka geriliğine de neden olur. Yoksulluğun biyolojik etkileri kadar psikososyal ve davranışsal etkileri de önemlidir. Birçok araştırma, yoksul ailelerin çocuklarında saldırganlık, hiperaktivite ve huzursuzluk gibi durumlar görülür. Bu çocuklar huzursuz ruh halleri nedeniyle başka çocuklarla birlikte olmakta güçlük çekerler. Yoksul çocuklar arasında depresyon ve intihar girişimi daha fazladır. Bu nedenle ruh sağlığı uzmanına daha sık başvururlar. Yoksul çocukların yetersiz beslenmesinden kaynaklı; algılama fonksiyonlarında ve öğrenme kapasitelerinde azalma oluşur. Bu durum okul başarılarının düşmesine neden olur” ifadelerini paylaştı.
“İNTİHARA KADAR GİDER”
Ekonomik zorluklar nedeniyle öğrenciler beslenme kalitesinde düşüş yaşanıyor. Bu durumun ise ileride intihara kadar varabilecek çok ciddi sonuçları olduğunu belirten Sansür, “Ekonomik yetersizlik öğrencilerde depresyon ve kaygı bozukluğu görülme oranını giderek arttırıyor. Gençler arasında depresyon vakalarıyla birlikte intihar girişimleri/eylemleri de artıyor. Maalesef son günlerde üniversite öğrencilerinin intihar haberleriyle çok fazla karşılaşır olduk. Birçoğu yoksul ailelerden gelen ve eğitim almak için çabalayan öğrenciler. Bu süreçte karşılaştıkları umutsuzluk, zorbalık ve yetersizlikler intihar eğilimlerini arttırıyor. Yurtta veya okulda eğer böyle bir davranış gözlemleniyorsa arkadaşları tarafından mutlaka bulundukları üniversitenin ruh sağlığı uzmanıyla görüşmesi sağlanması gerekiyor. Bu süreçte arkadaşlarınızı yalnız bırakmamanızda gerekir. Sosyal ağını, arkadaşlık ilişkilerini güçlendirmeye çalışılmalıdır. Aileyle görüşmesi ve aile içinde alınan kararlarda gençlerin rolüne önem verilmeli. Bu değerlilik duygularını destekleyecektir. Üniversite öğrencilerinin devam eden gelişimsel süreçleri görevleri ve akademik sorumlulukları arasında denge sağlamaya çalışırken, ekonomik problemlerden kaynaklı yoğun bir gerilim ile karşı karşıya kalıyorlar” dedi.
Haber Merkezi